Altındağ’ın 150 yıllık tarihi ve devrimci geçmişi belgesel oldu
15/06/2020Ankara’nın en eski gecekondu semti Altındağ’ın 150 yıllık tarihi ve devrimci geçmişi belgesel oldu.
“Altındağ” belgeseli, 16 Haziran’da Youtube üzerinden ilk kez seyirciyle buluşacak. Belgesel Ankara’nın en eski gecekondu semti olan Altındağ’ın yaklaşık 150 yıl önce nasıl kurulduğunu, yaşadığı sosyal-toplumsal dönüşümleri ve günümüzde toplu konut projesi adı altında nasıl ve neden yok edildiğini sahici ve gerçek karakterlerle anlatıyor.
Yoksul, emekçi Türk, Kürt, Ermeni, Yahudi, Roman, Alevi ve Sünni insanların, etnik ve inançsal kimliklerini ön plana çıkarmadan kendilerine özgü bir “Altındağlılık” kültürü oluşturarak, yıllardır yaşadıkları gecekondu evleri, 2005 yılında başlayan “kentsel dönüşüm” projeleri adı altında tek tek yıkıldı.
Neşet Ertaş ve Aşık Mahzuni Şerif gibi birçok sanatçıya ev sahipliği yapan, Yılmaz Güney gibi sanatçı ve yazarların kitaplarına konu olan Altındağ’ın Yenidoğan, Atıf Bey ve Çinçin Bağları’ndaki bütün gecekondu evleri yıkıldı, 150 yıllık kültür yok edildi.
Kuruluşundan itibaren namlı kabadayılarından kumarbazına, pavyon çalışanından sazını omzuna asıp gelen aşıklarına, sabahın köründe ekmeği için yollara düşen emekçisine varıncaya değin her etnik kimlikten insanın barınağı haline gelen Altındağ’ın yıkımı 2020 yılına kadar devam etti.
MA’dan Zemo Ağgöz’ün haberine göre, Altındağ’da doğup büyüyen belgeselin yönetmen ve senaristi Bayram Balcı, Altındağ’ı şöyle tarif etti: “Birçok insana göre; suç-suçlu ve lümpenliği çağrıştıran mahalle, 1970’den 1980’in sona kadar, gayri meşru ilişkilerinden arınarak; kendi içinde devrimci bir dönüşüm geçirdi. Kurtarılmış özgür bir bölge haline geldi.”
‘Altındağ’ı ve kültürünü yok eden devletten intikam almak istedik’
Doğup büyüdüğü Altındağ’ın 150 yıllık tarihinin ve devrimci geçmişinin “Arazi rantçıları daha fazla para kazansın” diye yok edildiğini aktaran Balcı, “Biz bu belgeseli yaparak, Altındağ’ı ve kültürünü yok eden devletten intikam almak istedik. Bunu ne kadar başarabildik bilemiyorum. Çünkü Altındağ gibi 150 yıllık bir tarihi ve devrimci bir geçmişi olan bir mahalleyi 45 dakikada anlatmak pek de mümkün değildi” ifadelerini kullandı.
Belgeselin çekimleri sırasında zorluklar yaşadık
Belgeselin çekimleri sırasında zorluklar da yaşadıklarını belirten Balcı, yaşadıkları bir anıyı şöyle anlattı: “Belgeselin çekimlerine başladığımız zamanlar bizi sokaklarda görenler ‘Belgesel mi çekiyorsunuz’ diye sorup ters ters bakıyorlardı. Sonradan öğrendik ki, meğerse birkaç hafta polisler belgesel çekiyoruz diye Altındağ’ın her sokağında çekimler yapmışlar, sonra da helikopterlerle ve yüzlerce polisle mahalledeki evlere tek tek baskınlar yapmışlar. Bizi de ilk başlarda polis sandıkları için çekim yaparken çok zorlandık, Altındağ’da kamerayla çalışmak çok zor oldu.”
Belgesel çekimlerinin 2014 yılında başladığını dile getiren Balcı, “Bu süre içinde de belgeselimizde rol alan bazı arkadaşlarımızı kaybettik. Onları da anmak için belgeseli Youtube kanalında yayınlamaya karar verdik. Belgesel Türkiye’de ilk kez gösterilecek ama daha önce 9’uncu Berlin Kürt Filmleri Festivali ve Paris’te özel bir festivalde gösterildi” şeklinde konuştu.
Dayanışma, özlem, organik komşuluk
Yönetmen Asistanı Melek Çelik Balkaya da belgesel çekim sürecini ve tanık oldukları olayları anlattı. Balkaya, “1970’li yıllarda Yenidoğan, Çinçin, Telsizler semtlerinde yaşanan toplumsal muhalefetle iç içe olan ve doğal olarak birbirini tanıyan arkadaşlar bir araya geldik. O yıllarda en küçük ayrıntıda bile tartışmaya girebilen arkadaşlar, Hıdırlıktepe ve Atıfbey sokaklarında yürürken tek vücut oldu. O yıllarda yaşanan organik komşuluk ilişkilerine, insan sıcağına, dayanışmacı günü birlik hayata duyulan özlem çekimlere doğrudan yansıdı” diye belirtti.
Balkaya, belgeselin, Ankara ve Altındağ’ın yıkılan toplumsal tarihine “hem bir güzelleme hem de bir ağıt” olduğunu ifade etti.
Belgeseli 16 Haziran’da saat 20.30’da buradan ücretsiz izleyebilirsiniz.