Kültür Sanat-Sen, DOB Genel Müdürü Karahan’ı istifaya çağırdı
15/05/2020Kültür Sanat-Sen, pandemi tedbirleri kapsamında haftalardır sosyal mesafenin korunması gerektiği uyarıları yapılırken ve her türlü sportif, kültürel, sanatsal faaliyetlere sınırlandırma getirilmişken Antalya Opera ve Balesi’nin Cumhurbaşkanlığı görevlendirmesiyle bir konser vereceğinin öğrenilmesinin ardından Devlet Opera ve Balesi (DOB) Genel Müdürü Murat Karahan’ı istifaya davet etti.
Kültür Sanat-Sen’in yayımladığı açıklama metninde konserle ilgili olarak 10 soru üzerinde duruldu. “Bütün bu olanlar, liyakatsiz ve sorumsuz bir yönetimin göstergesi olup, DOB gibi önemli bir kuruma katkı sağlayabilmek şöyle dursun, keyfi yönetimi ile kurumu ve tüm çalışan sanat emekçilerini kendi solist kariyerine, yol yapmaktadır. Kendi kariyer ve koltuğu uğruna başka hiçbir şeyi umursamayan genel müdür istifa etmelidir” denilen açıklama metni şöyle:
“Pandemi süreci ve bilinmezliğinde, ülkemiz birçok sorunla başa çıkmaya çalışırken, Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürü Murat Karahan, yaklaşık teknik ekiple birlikte 80 kişilik bir kadroyla, Antalya Devlet Opera ve Balesi Orkestra sanatçıları eşliğinde Hierapolis Antik Tiyatrosu’nda Ramazan Bayramında TV’lerden yayımlanmak üzere, 14 Mayıs 2020 günü bir TSM konseri gerçekleştirecektir. Bu konserin gündem olması ve Covid-19 nedeniyle çalışanların sağlığını ve can güvenliğini tehlikeye atması bakımından kabul edilemez. Olaylar şöyle özetlenebilir.
“Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürü Murat Karahan’ın Bergama’da Zeki Müren şarkılarından oluşan bir repertuarla konser verebilmek için gönüllülük esası diyerek, İzmir Devlet Opera ve Balesi orkestra sanatçılarının eşlik etmesini istemesi sonucunda, buna sanatçılar tarafından pandemi karantinası nedeniyle sıcak bakılmamıştır. Gönüllü sanatçıların 12-15 civarında olması üzerine, Genel Müdür’ün buna çok sinirlendiği ve tehditler yağdırdığı, gönüllü olmayan sanatçıların listesinin kendisine verilmesini istediği, ‘İzmir DOB benim için bitmiştir, artık size kadro filan yok!’ şeklindeki tepkisi üzerine, İzmir sanatçılarından sendikamıza gelen şikâyetlerle birlikte durumu bir üst düzey Bakanlık yetkilisine ilettik. Sonrasında orada konser yapmasının mümkün olmadığını gören Murat Karahan İzmir Devlet Opera ve Balesi’nden vazgeçmiş, Karşıyaka Belediyesi’ne bağlı KODA’ya (Karşıyaka Oda Orkestrası) oradan sonuç alamayınca, Antalya Senfoni Orkestrası’na, oradan da gönüllü çıkmayınca, bu talep Antalya Opera Bale Müdürlüğü’ne gelmiştir.
“Antalya Devlet Opera ve Balesi’ndeki olaylar bir Antalya Milletvekili tarafından soru önergesine konu olmuştur. O ana kadar, hiçbir resmiyeti olmayan genel müdürün kendi projesi olan, Zeki Müren konseri için, sürekli gönüllülük esasını dillendirirken, ‘Cumhurbaşkanlığı görevidir’ diye söylenmeye başlanmıştır. Hatta bu görev yazısı Halk TV‘de Sayın Enver Aysever’in programında bir ses kaydı ile yankı buluncaya kadar, ortalıkta yokken iki gün sonra yazının geldiği söylenmiştir. Ancak halen sanatçılara tebliğ edildiği bilgisi yoktur. Bu program sonrası Antalya DOB Orkestra Müdürü görevden alınarak hakkında soruşturma açılacağı söylenmiştir. Ayrıca tarafımıza İzmir DOB Müdürü’nün de istifa ettiği ancak Murat Karahan tarafından istifanın kabul edilmediği bilgisi gelmiştir.
“Almanya ve Fransa’da salgın sürecinde sanatın ne şartlarda yapılabilir olduğunun bilimsel, teknik, ölçüm, araştırmaları yapılırken, bizim en önemli sanat kurumlarımızdan birisinin başındaki genel müdür felaket koşullarında ilk kurtarılacak Murat Karahan kayıtlarıymış gibi, sorumsuzluk örneği göstermektedir. Almanya Berlin örneğine dayanmaya çalışan DOB Genel Müdürü bu örneklerle kamuoyu yaratmaya çalışarak ve yanlışında ısrarla 80 kişinin can ve sağlık güvenliğini tehlikeye atarak, Rus ruleti oynamakta kararlıdır. Covid-19 testleri negatif çıkan orkestra sanatçıları bugün konser yolunda, çılgın proje macerasına gönderilirken, dün çok üzücü bir haber Amsterdam’dan gelmiştir. Kısa bir süre önce kendisi de aynı konser salonunda, konser vermiş olan Fazıl Say, bu habere, ‘Çok çok üzücü… Daha da üzücü olan bu gerçekleri görmek istemeyip hala konser yapma egosu güdenler! Bakın, Amsterdam’da 100 kişi hastalığa yakalanmış, dört kişi ölmüş. Az sayıda müzisyen olacağı için buna uygun repertuvar ve eserler oluşturulacak? Peki ya izleyiciler? Online mı olacak tüm hayat? Bekleyelim gelişmeleri karamsar değilim ama bu salgın devam ettiği süreçte, 40-50-100 kişilik toplulukların müzik yapması bence deliliktir’ yorumunu yapmıştır.
“Orkestra şefi dâhil olmak üzere, 102 sanatçının koronavirüse yakalandığı, dört sanatçının (birisi Türkiyeli) koronavirüs nedeniyle hayatını kaybettiği bildirilmiştir.
Elbette bütün bu özetlediğimiz süreç sonrasında bazı sorular sormak gereklidir.
“1) Bilim Kurulu, Sağlık Bakanlığı gibi salgın sürecinin ana karar mekanizması olan bilimsel kurumlar haberdar edilmiş, görüş ve izin alınmış mıdır?
“2) a) Denizli Hierapolis Antik Kenti Murat Karahan TSM Konseri, Cumhurbaşkanlığı ‘7 Tepe’den 7 Kıta’ya’ projesine ne zaman dahil edilmiştir?
“b) Cumhurbaşkanlığının ilgili birimi, bulunduğumuz koşullarda, kendi almış olduğu kararları ve genelgeleri ile çelişmemiş midir?
“c) Cumhurbaşkanlığı görevlendirmesi varsa neden gönüllülük esası dillendirilmiş, görev yazısı çıkarılamamış, neden İzmir DOB Orkestrasına Bergama’da yer almaları için baskı yapılmıştır?
“ç) Bu proje için hangi firmayla anlaşılmıştır? Ne kadar bütçe harcanacak, Bu bütçe nereden sağlanacak, Genel Müdür Murat Karahan’ın görevlendirmesi var mıdır ve ne kadar ücret alacaktır?
“3) Söz konusu projede yer alan tüm sanatçıların genellikle tek veya birkaç kişi yer alması karşısında, DOB Genel Müdürü neden bu konserde yaklaşık 50 kişilik bir orkestra, teknik ekiple birlikte 80 kişi ile yer almaktadır?
“4) Covid-19 testi sanatçılara uygulanmış, teknik personele ve ayrıca projeyi alan firma elemanlarının da (ses, ışık tesisatı çalışanları, kameramanlar, şoförler vs.) Covid-19 testleri yapılmış mıdır?
“5) Test sonrası 14 gün karantina, dönüş sonrası test ve karantina uygulaması yapılacak mıdır?
“6) Kültür ve Turizm Bakanlığı’ndan bu proje için onay alınmış mıdır? (Hem hiyerarşik olarak, hem orkestranın bu projede yer alması, hem de Hierapolis Antik Tiyatrosu’nun bu etkinliğe tarihi eser niteliğiyle yer verilip verilemeyeceği yönünden.)
“7) Orkestranın kendi özgün şartlarının oluşmadığı, kendi orkestralarının şefi olmaksızın Antalya Devlet Senfoni Orkestrası şefi ile hiç provasız, iki saat maskeyle, kendi branşının tekniğine tamamen ters, bir sanat alanında nefesli enstrümanlarınsa, maskeyle çalınamayacağı ve yeterli fiziki mesafenin korunamayacağı göz önüne alınırsa, bu performans sanatsal olabilir mi?
“8) Neden Antalya’da birçok çekim yapılabilecek mekân bulunurken, 300 km. uzaklıktaki Hierapolis de ısrar edilmiştir?
“9) Arşivlerimizde onca profesyonel kayıt varken neden bu kadar tehlikeye girilmektedir?
“10) Bu Konser için neden salgının bitmesi beklenmemiştir?
“Sonuç itibarıyla; bütün bu olanlar, liyakatsiz ve sorumsuz bir yönetimin göstergesi olup, DOB gibi önemli bir kuruma katkı sağlayabilmek şöyle dursun, keyfi yönetimi ile kurumu ve tüm çalışan sanat emekçilerini kendi solist kariyerine, yol yapmaktadır. Kendi kariyer ve koltuğu uğruna başka hiçbir şeyi umursamayan Genel Müdür istifa etmelidir. Covid-19 nedeniyle Antalya DOB binasının bile etrafı kırmızı geçiş yasağı şeritlerle kapalı iken, bu akıl almaz sorumsuzluk üzerine olabilecek her türlü olumsuzluktan birinci derecede sorumludur. Hiçbir yetkilinin dur demediği bu gayri insani durum için, ‘Biz söylemiş uyarmıştık!’ dememeyi, sendikamız adına haksız çıkmayı ve bu sanatçı kardeşlerimizin evlerine ailelerine sağlıklı bir şekilde dönmelerini diliyoruz.”