Karikatürcüler Derneği: “Kırmızı atkılarıyla daima gençleşmiş halde aramızdalar…”
06/05/2020 Kapalı Yazar: Fırtına DergiKarikatürcüler Derneği Başkanı Metin Peker’in dernek adına yaptığı açıklamada 6 Mayıs 1972’de idam edilen Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan anıldı.
Karikatürcüler Derneği’nin Denizler için yaptığı açıklama şöyle;
“Ölüm, direnen bir hüzne dönüşüp ütopyada büyür mü? Peki ya gür ormanlarda büyümüş ve bilenmiş ütopya, ölümle buluşup, iyimserliğe, iyiliğe, adalete, eşitliğe dönüşebilir mi? Evet, yana yana, döne döne mümkündür bu. Mümkünler mümkün müdür hem de bu!
Üç has idealist, ülkeye sevdalı üç boyun eğmez süvari… gülmeyi, düşünmeyi, insanları sevmeyi, dünyanın kötülük sızdıran kapısını tümden kapatmayı amaç edinen üç devrimciydi; Deniz, Yusuf ve İnan…
Kara rüzgarlar, kirli dumanlar, kör uğultular arasında yoksulluğu ve zorbalığı savunanlarca idam edildikleri var sayılan üç adanmış yürek… yürekler asılmaz, yüreklerle baş edilmez oysa. Çünkü yürek ele gelmez, ele geçmez… yürekler bulutlara karışır oysa, yağmur olur, yine yine yeşillendirir toprağı. Diriltir, uyuyan her şeyi… bilmezler ki onlar Gezmiş, Aslan ve İnan’dır çünkü…
Çünkü onlar, şiire sızmış sözcük gibidirler:
“Sonra güncelerimizi dönülmez zamanlarla / sarartan o garip devrim, şimdi şakaklarımızda ağaran / bir tek saç telinin sesidir. Ama caymaz, caymayacaktır da. / Sulara ark olmuş topraklarda bir koyak sellerden caymaz.”
Şimdi, ölümsüzlük zırhına bürünmüş üç Deniz, üç Aslan, üç İnan’mış. Oysa onların ardından uğursuz ve kirli şarkılar söyleyenler yaşlı, lanetlenmiş, damgalı ve yargılı halde çekip gittiler hayatlarımızdan… oysa üç dağ çiçeği, zindanlara sığmayan üç kartal bakışlı, benliklerini kendileri için hiçbir şey istemeden doldurmuş olan o tunç yüzlü üç adalet terazisi taşıyan adam aramızdalar… kırmızı atkılarıyla daima gençleşmiş halde aramızdalar…
Puşkin, “Ne talihsiz insandır ki / Yaşamında hiçbir kaos oluşmayan” demişti bir şiirinde… sizler en güzel hayatları en güzel kaoslarla armağan ettiniz bizlere…
Ey en güzel üç’ler! Ardınızdan matem tutmuyoruz… gözlerimize vuran ıslaklık sizin göğünüzden damlayan yağmurlardır.. madem ki matem tutmuyoruz, madem ki, yüreklerinizi bu topraklar üzerinde yaşayanlar arasında dağıttınız zevkle ve inançla… o zevkin küçücük parçalarıyla sizinle buluşmaktan iyimserlik, güç, ihtişam ve sevinç devşiriyoruz… ah, biliniz bunu, bilinsin bu, bilinecek de bu!
Üçünüze üç selam, üç karanfil sunmaktan bahtiyarız…”