‘Eski Zaman Tüneli’nde yaşayan 3 fidan: Deniz, Yusuf, Hüseyin – Nilüfer Türkoğlu*
06/05/2020Ankara’da Tunalı’daki bir pasajda “Eski Zaman Tüneli” isimli eskiler alıp satan dükkanın sahibi Kurtuluş amcadan şu an masamın üzerinde duran daktilomu almıştım bir zamanlar. Sonra aralıklarla oraya uğrar oldum. Bir gün bana “Dur sana bir şey vereceğim” dedi, avucuma bir küçük fotoğraf film karesi koydu. “Bak bu film karesinden başka kimsede yok” dediğini hayal meyal hatırlıyorum. Gözlerimi kıstım, alt tarafı verev kesilmiş, ışığa tuttuğum kareye odaklandım. Çok heyecanlanmıştım. Ne diyeceğimi, nasıl teşekkür edeceğimi bilemediğimi dün gibi hatırlıyorum. Ona bunu sonsuza kadar saklayacağımı söylemiştim. O da bana “Söz mü?” demişti, göz kırparak. O zamanlar ben 20’li yaşların başında Kurtuluş amca 60’ların sonlarındaydı muhtemelen. Gri anılar kenti Ankara’ya da pek gitmediğim için aslında çok az tanıdığım ama pek sevdiğim bu adamı ziyaret etme fırsatım ne yazık ki hiç olamadı. Onu bulamamakla yüzleşmek istemedim belki de, bilmiyorum.
Eski Zaman Tüneli’nin de artık var olduğunu sanmıyorum, hatta belki o pasaj bile çoktan uçup gitmiştir… Ama işte o tünelden bana kalan bu fotoğraf film karesidir. 6 Mayıs 1972’de Deniz Gezmiş’in, Hüseyin İnan’ın, Yusuf Aslan’ın son duruşmalarının fotoğrafının filmi. Yıllar sonra bu fotoğraf etrafta var mı yok mu diye biraz araştırdım, benzer sahneler var. Deniz’in, Hüseyin’in ve Yusuf’un farklı duruşları var o sanık sandalyelerinde. Birkaç farklı açı. İhtimal ki bir gazetecinin objektifinden. Kodak marka bir film, Türkiye’ye renkli fotoğrafın ilk geldiği yıllar. Tab ettirdim çok sonra, ama filmdeki gerçekliğini yitirmişe benzedi. Eskimiş, renkleri solmuş ve Deniz, Hüseyin, Yusuf artık gerçekten gitmiş gibi oldu fotoğrafın kendisiyle birlikte. “An” sıradanlaştı, başkalaştı. Oysa bu filme ne zaman baksam hâlâ sandalyede oturuyorlar, karar hiç verilmemiş, bekliyorlar. Bugün 6 Mayıs. O gün avcuma bıraktığın için teşekkür ederim sana Kurtuluş amca! Her neredeysen bak, saklıyorum ben Deniz’leri hâlâ…
*Nilüfer Türkoğlu tarafından yazılan bu yazı 6 Mayıs 2020 tarihinde ajandakolik‘te yayınlanmıştır.